Sahte belge (naylon fatura) düzenleme ve kullanma fiillerinin tespitinde objektif kriter ihtiyacı hissediliyor. Özellikle bu konularda yeterli
araştırma ve fiili inceleme yapılmaksızın sonuca varılması ve bunun akabinde sahte belge düzenlendiği veya kullanıldığı kanaati ile üç kat cezalı vergi tarhiyatına ve ilgililer hakkında vergi kaçakçılığı nedeniyle suç duyurusunda bulunulması zaman zaman büyük mağduriyetler yaratabiliyor. Sahte belge düzenleme ve kullanmada hangi kriterlerin objektif kriter olarak dikkate alınabileceği konusunda yasal bir düzenleme olmamakla birlikte, Danıştay’ın çeşitli kararlarında; düzenlenen veya kullanılan belgelerin yapılan işle ilgili olup olmadığı, anılan belgelere uygun düşen hacimde işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı, işletme gideri olup olmadığı, işletmelerin aktifinde veya kullanımında yeterli motorlu taşıt veya gayrimenkul bulunup bulunmadığı, belgelere konu mal ve hizmetleri üretecek kapasiteye sahip olunup olunmadığı gibi çeşitli objektif kriterlere vurgu yapması, keza benzer durumda bulunan mükelleflerin birbirinden farklı işlemlere tabi tutulması Vergi İdaresini sahte belge düzenleme ve kullanımında objektif kriter arayışına itti.
Maliye
Bakanlığınca 26.04.2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan KDV
Genel Uygulama Tebliğinde Danıştay kararları da dikkate alınmak suretiyle bazı objektif kriterlere yer verildiği görülmektedir. Anılan Tebliğ; bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesinde bazı objektif krterlerin dikkate alınmasını öngörüyor. Buna göre;
1- İnceleme
dönemi veya incelemeye konu dönemlere ilişkin yoklamalar yapılmak suretiyle mükellefin
gerçek bir faaliyetinin bulunup bulunmadığı (ilgili dönem mahalle muhtarı, site
yöneticisi ve/veya çevredekilerin mükellefin eylem tarihindeki durumuna ilişkin
ifadeleri vb.),
2- Belgeye konu
mal hareketinin gerçekte olup olmadığının fiili veya kaydi envanter ya da randıman
incelemesi, karşıt inceleme ve tespit, nakliye, ödeme/tahsilat vb. kanıtlarla
tespiti,
3- Ticari
ilişkisinin olup olmadığı hususu ve ticari ilişkide bulunduğu firmalar,
4- Ortaklık yapısı
ve ortaklara ilişkin analizler,
5- Muhasebecisine
yönelik tespitler,
6- Maliye
Bakanlığı bünyesinde yer alan, hakkında inceleme yapılanlara ve ticari ilişkide
bulundukları mükelleflere ilişkin bilgiler,
7- Sahte belge
ticareti varsa komisyon geliri elde edilip edilmediği,
8- Mükellefiyetle
ilgili ödevlerin yerine getirilip getirilmediği,
gibi hususlar rapora
bağlanmaksızın ya da tespit edilmeksizin bir belgenin sahte olduğu gerekçesiyle
mükellef hakkında sahte belge düzenlendiği veya kullanıldığı hususunda cezalı
tarhiyat yapılamayacaktır.
Ayrıca sahte
belge kullanıldığına yönelik raporlarda aşağıda yer alan hususların yanı sıra
kullanıcının bu belgeyi kayıtlarına intikal ettirip ettirmediği veya
beyannamede indirilecek KDV olarak kullanıp kullanmadığının da tespit edilmesi
gerekecektir. Vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından düzenlenen ve sahte
belge kullanılmasına ilişkin olan raporlarda;
1- İncelenen
mükellefle söz konusu belgelerin düzenleyicisi mükellef/mükellefler arasında
gerçek bir teslim ve/veya hizmetin bulunup bulunmadığına, herhangi bir ödemede
bulunulup bulunulmadığına, ödemenin şekli (banka, çek, senet, kasa, PTT, kredi
kartı vb.) ve malın nakliyesi ile ilgili tespitlere veya sahte belge ticareti
amacıyla mükellefiyet kaydı söz konusuysa düzenleyicinin mükellefiyet kaydının
terkin edilip edilmediğine ilişkin hususlara yer verilmesi,
2- Mükellefin
söz konusu belgelerdeki mal ve/veya hizmetleri gerçekten alıp almadığının ilave
çalışmalarla (kaydi envanter, randıman, karşıt inceleme ve tespit gibi)
desteklenmek suretiyle değerlendirilmesi,
3- Sahte belge
oldukları tespit edilmiş olan belgelerin tutar ve mahiyet bazında tetkik
edilerek, bu belgelerde yer alan mal ve/veya hizmetlerin mükellefin söz konusu
dönemdeki iş ve işlemlerinin niteliğine, stok durumuna, sermaye ve ödeme
kapasitesine uygun olup olmadığının değerlendirilmesi,
4- İnceleme
dönemine ait beyanları tetkik edilmek suretiyle, mükellefin vergi ödeme
gayretlerinin değerlendirilmesi, sürekli olarak devreden KDV beyanı veya iş
hacimlerine uygun tutarlarda KDV ödenmemesi veyahut sektör ortalamasının
altında karlılık beyanı gibi hususların ortaya konulması gerekir.
Bu belirlemeler tek başına bir objektif durum yaratmayı garanti almasına almasa da keyfi ve subjektif işlemlerin yapılmasını engellemeye dönük bir çaba olarak değerlendirilmelidir. Nihayette, bu kriterler sahte belge düzenleme veya kullanma raporlarının nitelik unsurları haline gelmiştir. Sözkonusu raporlarda bu unsurların asgari olarak karşılanması aranacaktır.