Vergi Usul Kanununun
“İş Bırakmanın Bildirilmesi” başlıklı 160. maddesinde önce 4369 Sayılı Kanun, daha
sonra 5228 Sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerle vergi dairelerine belirli
koşullarda mükelleflerin mükellefiyetlerini resen terkin etme (silme) yetkisi
tanındı. Buna göre;
1. İşi bırakma bildiriminde
bulunmayan bir mükellefin işi bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan
araştırma ve yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunamaması ve başka bir
adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilememesi;
2. Başkaca bir ticari, zirai ve
mesleki faaliyeti olmadığı halde, münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla
mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen
rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek
görülmediğinin raporda belirtilmesi,
hallerinden
birinin bulunması ile kayıtlı bulunduğu dairece mükellefiyetleri resen
terkin edilir.
İstanbul Vergi
Dairesi Başkanlığı, yapılan yoklamalar neticesinde vergi dairesine bildirmiş
olduğu adresinde bulunmayan, beyanname vermeyen, kendisine ulaşılamayan
mükelleflerin mükellefiyetlerinin bağlı bulundukları vergi dairesince re’sen
terkin edildiğini ve ayrıca bu terkin işleminin internet vergi dairesi
üzerinden de ilan edildiğini duyurdu. İstanbul Vergi Dairesi Başkanı Dakın; “Burada, adresini değiştirdiği halde bağlı
bulunduğu vergi dairesine bildirimde bulunmayan mükellefler, fiilen faaliyetine
son veren, ortaklığı bozulan, sahipsiz bırakılan işletmeler, peş peşe beyanname
vermeyen mükellefler ve sahte fatura düzenleme ihtimali kuvvetle muhtemel olan
mükellefler yer almaktadır. Şayet şahıs işletmeniz ya da şirketiniz bu listede
yer alıyorsa ve başka bir adreste faaliyetinize devam ediyorsanız en kısa
sürede vergi dairenize müracaat ediniz.” dedi. Ayrıca Başkan, “Tanımadığınız, adresini bilmediğiniz,
faaliyetini, faaliyet yerini görmediğiniz kişi ve kurumlardan mal ve hizmet
alımında bulunmayınız.” diyerek, terkin işlemi ilan olunan kişilerle
faturaya ilişkin banka yoluyla bile olsa hiçbir ödemenin yapılmaması
gerektiğini, bu mükelleflerin vergi dairesi kayıtlarına göre herhangi bir
faaliyeti olmayan, yerinde bulunmayan kişi ve kuruluşlar olduğunu ifade etti ve
ayrıca “Re'sen terkin ettirilen bu
mükelleflerin düzenledikleri faturalar yok hükmünde olduğundan, bu faturalarda
yer alan mal ve hizmetlerin gider ya da maliyet olarak dikkate alınabilmesi,
ödenen KDV'nin de indirim konusu yapılması mümkün değildir. Bu listede yer alan
mükelleflerden mal veya hizmet alımında bulunan mükelleflerimizin 'BA' (belge
alış) formları taranmakta, söz konusu mükelleflere ait belgelerin kayıtlarından
çıkarmaları yönünde uyarılar yapılmakta, çıkarılmadığı takdirde ödenen KDV
kadar vergi ve bir o kadar da vergi ziyaı cezası tatbik edilmektedir. Dolayısıyla
ödediğiniz KDV'yi bir daha gecikme faiziyle birlikte ödemek zorunda kalmamanız,
cezalı tarhiyata muhatap olmamanız için re'sen terk ettirilmiş mükelleflerle
ticari bir ilişkiye girmeyiniz. Şüphelendiğiniz işlemlerin muhatabı olan
mükellefleri, yoğun bir şekilde alış yaptıklarınızı, mesela toplam fatura
girişlerinizin yüzde 10'una isabet eden kişileri, bu adresten mutlaka
sorgulayınız. Bu kişilere ait belgeleri kayıtlarınızdan çıkarınız.”
uyarısında bulundu.
Tüm bu uyarılar, sözkonusu
re’sen terkin uygulamasına muhatap tutulan mükelleflerden mal ve hizmet alanlar
bakımından yeni bir vergi riski doğduğunu gösteriyor.