ANAYASA MAHKEMESİNİN İPTAL KARARLARI, GÖRÜLMEKTE OLAN DAVALARDA DİKKATE ALINIR
ANAYASA MAHKEMESİNİN
İPTAL KARARLARI, GÖRÜLMEKTE OLAN DAVALARDA DİKKATE ALINIR
Danıştay 4. Daire,
09.5.2011 tarih ve 2011/2546 E., 2011/3384 k., sayılı kararında; Anayasa
Mahkemesi iptal kararlarının görülmekte olan davalarda dikkate alınacağına
hükmetti.
Danıştay 4. Dairenin
aksi yöndeki Vergi Mahkemesi kararını bozma gerekçesi şu şekildedir: “Anayasa’nın 153. maddesinin 2. fıkrasında,
Anayasa Mahkemesi’nin, bir kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümlerinin, iptal kararlarının Resmi
Gazete’de yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkacağı, gereken hallerde Anayasa
Mahkemesi’nin iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca
kararlaştırabileceği, bu tarihin, kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı günden başlayarak
bir yılı geçemeyeceği, 5. fıkrasında da, iptal kararlarının geriye yürümeyeceği
hükmüne yer verilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 08.01.2010 tarihli Resmi
Gazete’de yayımlanan 15.10.2009 günlü E: 2006/95, K: 2009/144 sayılı kararıyla,
Gelir Vergisi Kanunu’nun 103. maddesinde yer alan “fazlası %35 oranında”
ibaresinin ücret gelirleri yönünden iptaline, iptal hükmünün altı ay sonra
yürürlüğe gireceğine karar verilmiştir.
Anayasa
Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların
belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği
halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanmış olan kurallara
göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti
ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülemez. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi’nin
verdiği iptal kararlarının, itiraz yoluna başvurulmasını isteyen kişi ya da
kişiler tarafından açılan davaların yanı sıra, iptal edilen hüküm ya da
hükümler esas alınarak hakkında uygulama yapılmış olan kişiler tarafından
açılan ve görülmekte olan davalarda da uygulanması zorunludur.
Bu
hukuksal durumun doğal sonucu olarak, bir kanun ya da kanun hükmünde
kararnamenin uygulanması nedeniyle dava açmak durumunda kalan ve Anayasa’nın
153. maddesi uyarınca itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasını isteme
hakkına sahip olan kişilerin de, hak ve menfaatlerini ihlal eden kuralın iptal
davası veya itiraz yoluyla daha önce yapılan başvuru sonucunda Anayasa
Mahkemesi’nce iptal edilmiş olması halinde, iptal hükmünün hukuki sonuçlarından
yararlanması gerekeceği açıktır. Anayasa Mahkemesi’nce verilen iptal kararının
henüz Resmi Gazete’de yayımlanmaması veya uygulama tarihinin yukarıda
belirtilen amaçla ayrıca belirlenmesi halinde, iptal edilen yasa kuralının
uygulanmasının sürdürülmesi nedeniyle bu uygulamaya karşı dava yoluna
başvuracakların iptal kararının hukuki sonuçlarından yararlanamayacaklarının
kabulü mümkün değildir. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları, yayımlandığı
tarihte iptal edilen yasa kuralını yürürlükten kaldırır. Ancak, gerekli
durumlarda Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi
erteleyebilir. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının yürürlüğünü ileriye dönük
olarak ertelemesi, yasama organına iptal kararının gerekçesine uygun olarak
yeni bir düzenleme için zaman tanımak ve hukuksal bir boşluğun doğmamasını
sağlamak amacına yöneliktir. İptal kararının ileriye dönük olarak ertelenmiş
olması, yargı yerlerince görülmekte olan uyuşmazlıklarda Anayasa’ya aykırı
bulunarak iptal edilen yasa kuralının uygulanması sonucunu doğurmaz.
Anayasa’nın 153. maddesinde yer alan ve iptal kararlarının geriye yürümezliğine
ilişkin bulunan kural, iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan hakların
ortadan kaldırılmasına engel olmak, kamu yararına aykırı sonuçları önlemek ve
hukuksal işlemlerin geçerliliğini sağlamak amacıyla kabul edilmiştir.
Yukarıda
yer alan açıklamalar uyarınca Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararlarının
bu karardan önce açılmış ve bakılmakta olan davaların çözümünü etkileyeceği
sonucuna ulaşıldığından, Anayasa Mahkemesi’nin 08.01.2010 tarihli Resmi
Gazete’de yayımlanan 15.10.2009 günlü E: 2006/95, K: 2009/144 sayılı kararıyla,
Gelir Vergisi Kanunu’nun 103. maddesinde yer alan “fazlası %35 oranında”
ibaresinin ücret gelirleri yönünden iptaline karar verilmiş olması karşısında,
ücret gelirleri belli bir miktarı aşanların %35 oranında vergilendirilmesine
hukuken olanak yoktur.
Bu
durumda, ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine tahakkuk ettirilen gelir
vergisinin fazla ödenen kısmının iadesi istemiyle açılan davayı reddeden Vergi
Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan
nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle, Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına
oyçokluğuyla karar verildi.”
İndir