SANAYİ ÜRÜNLERİNİN SATIŞI SIRASINDA DÜZENLENEN GARANTİ BELGELERİ DAMGA VERGİSİNE TABİ Mİ?
Uyuşmazlık Konusu
4077 Sayılı
Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun gereği 1995 yılından bu yana düzenlenmesi
gereken ve tüketiciye yapılan sanayi ürünü satışının Kanunda belirlenen
koşullarda garanti kapsamına alındığı duyuru ve hatırlatmasını içermekte olan
ve belirli parayı içermeyen Garanti
Belgeleri’nin Damga Vergisi Kanununa ekli (I) Sayılı Listede yer alan “taahhütname”
kapsamında olup olmadığı, diğer ifade ile damga vergisine tabi olup
olmadığı uyuşmazlığın konusunu oluşturuyor.
Gelir İdaresi
Başkanlığı;
“488 Sayılı Damga Vergisi Kanununun 1. Maddesinin Kanuna ekli (1) Sayılı
Listede yer alan kâğıtların damga vergisine tabi olduğunun öngörüldüğünü,
anılan listenin Akitlerle İlgili Kâğıtlar başlıklı bölümünün 1. Fıkrasının (b)
bendinde belli parayı ihtiva etmeyen taahhütnamelerden maktu damga vergisi
alınacağının belirlendiğini ve 4077 Sayılı Kanun gereği düzenlenen
taahhütnamelerin anılan kapsamda düzenlenen kâğıtlardan olduğunu” savunuyor.
Mükellefler
ise; “garanti
belgesinin konusunun garanti yükümlülüğü olduğu, garanti yükümlülüğünün garanti
belgesinden değil, 4077 sayılı Kanunun emredici hükümlerinden doğduğunu,
Kanunun emredici hükümleri gereği düzenlenen garanti belgesinin Damga Vergisi
Kanununun 1. Maddesinde yer alan “bir hususu ispat amacıyla” değil, Kanunda yer
alan yükümlülüklerinin tüketiciye hatırlatılması amacıyla, tüketicinin
hukukunun korunması saikiyle düzenlendiği, bu yönüyle bir yükümlülük (taahhüt)
doğuran bir kâğıt olmaktan ziyade Kanundan doğan bir yükümlülüğünün
duyurulması, hatırlatılması maksadıyla düzenlendiği, garanti belgelerinde
Kanundan kaynaklananın ötesinde bir taahhüt yer almadığı, garanti belgesinde
“taahhüt” kelimesinin geçmesinin bu belgeyi bir taahhütname haline getirmek
için yeterli olmayacağı, vergilemede tipiklik ilkesi, bir konuda vergileme
yapılabilmesi için ekonomik yaklaşım ilkesince vergi konusunun (uyuşmazlık konusu
olayda kâğıdın) yeterince tipik olması gerektiğini, kendinde saklı bir taahhüt
bulunmayan, bir taahhüt yaratmayan, var olan bir taahhütü hatırlatan garanti
belgesinin Damga Vergisi kanununda düzenlenen ve vergiye tabi kılınan
“taahhütname” başlıklı kâğıtlara yeterince benzemedikleri, lafzi yorumun yanı
sıra ruhi yorum yapılması gereğinin VUK Md. 3/A hükmü uyarınca olduğu,
neticeten üzerinde her “taahhüt”
kelimesi geçen her kâğıdın Kanunda geçen ve damga üzerinden damga vergisi
alınması öngören “taahhütname” olarak kabul edilemeyeceği savunmalarını”
ileri sürüyorlar.
Yargı Kararı ve Uyuşmazlığın Akıbeti
Vergi
Mahkemeleri, bu uyuşmazlıkta, dava nedenleri doğrultusunda mükellefler lehine
karar verdiler ve cezalı damga vergisi tarhiyatlarını kaldırdılar. Danıştay 7.
Daire de bu kabul kararlarını onadı. Diğer yandan 2004 yılında yapılan yasal
değişiklik ile belli para içermeyen taahhütnamelerin damga vergisi kapsamından
çıkarılması sonrasında, bu defa garanti belgesine işlenen satış faturasının
seri numarasından hareketle belgenin “belirli meblağ içerdiği” ileri sürülmeye
başlanmış, daha önce belli para içermeyen garanti belgeleri için ileri sürülen
iddialar bu defa anılan çerçevede yeniden öne sürülmeye başlanmıştır. Gelir
İdaresi Başkanlığı’nın, mükelleflerin garanti belgesine bağlı satışlarının
toplamı üzerinden nispi damga vergisi ödenmesini gerektirecek (bugün itibariyle
garanti belgesine bağlı toplam satış tutarının binde 8,25’i) bu iddiası
çerçevesinde nasıl hareket edeceğini zaman gösterecek.
İndir