ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN DOLMASINDAN ÖNCE YAPILAN CÜZ'İ TUTARDAKİ ÖDEMELER TAHSİL ZAMANAŞIMI SÜRESİNİ...
ZAMANAŞIMI
SÜRESİNİN DOLMASINDAN ÖNCE YAPILAN CÜZ'İ TUTARDAKİ ÖDEMELER TAHSİL ZAMANAŞIMI
SÜRESİNİ KESMEZ
Danıştay
3. Daire 25.09.2012 gün, 2010/4340 E., 2012/3047 k., sayılı kararı ile tahsil zamanaşımı
süresinin dolmasından önce yapılan cüz'i tutardaki ödemelerin mükellefler
tarafından yapıldığının kabulünün ticari icaplara uygun düşmediğine, söz konusu
ödeme nedeniyle tahsil zamanaşımı süresinin kesildiğinin kabulüne olanak
bulunmadığına hükmetti.
Vergi
Mahkemesi açılan davada, şirket adına, komisyon karşılığı sahte fatura ticareti
yaptığı yolundaki inceleme raporlarına dayanılarak salınan vergi ve kesilen cezaların
şirketten tahsilinin imkânsız hale geldiği sonucuna varılarak dava konusu ödeme
emirlerinin düzenlendiği, ancak, tescil ve ilan edilmemiş olmasına karşın …
tarih ve 5 sayılı ortaklar kurulu kararı, Adana 1. Noterliğinin … tarih ve …
yevmiye numaralı hisse devir senedi ve söz konusu şirket hakkında düzenlenen …
tarihli vergi tekniği raporunda bulunan tespitlerden, davacının 18.10.2000
tarihinden itibaren şirketteki bütün hisselerini devrettiği dolayısıyla
şirketle hiçbir ilişkisinin kalmadığı ve bu tarihten sonra şirketi idare ve
temsile yetkili kılınmadığı anlaşıldığından kanuni temsilcilik sıfatının sona
ermesinden sonra doğan vergilerin ödenmesi ve beyannamelerin verilmesi hususunda
sorumluluğunun bulunmadığı dikkate alındığında, Ekim ila Aralık 2000
dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi,
Ekim-Aralık 2000 dönemi için aranmayan geçici vergi üzerinden kesilen vergi
ziyaı cezası ve hesaplanan gecikme faizi, 2000 yılına ilişkin kurumlar vergisi,
vergi ziyaı cezaı, gecikme faizi ve hesaplanan fon payından oluşan kamu alacağı
nedeniyle sorumlu tutulması mümkün olmadığı gibi, Ekim- Aralık 2000 dönemi için
aranmayan geçici vergi üzerinden hesaplanan gecikme faizi, 2000 yılı özel
usulsüzlük cezası ve Ekim 2000 dönemi katma değer vergisi borcu için cebri
takip prosedürü tamamlanmaksızın davacı hakkında takibe başlandığı
anlaşıldığından söz konusu dönemlere ilişkin olarak düzenlenen ödeme
emirlerinde hukuka uygunluk görülmediği, şirket hakkında takip yollarının
usulüne uygun olarak tüketilmesi neticesinde Ocak ila Eylül 2000 dönemlerine
ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi, Ocak-Haziran 2000
dönemi için aranmayan geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezaı ve
hesaplanan gecikme faizi ile Temmuz- Eylül 2000 geçici vergi dönemi için
hesaplanan gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen
ödeme emirlerinde ise hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan 48 takip numaralı
ödeme emrinin mükerrer olarak düzenlenmesi nedeniyle idarece iptal edildiği
gerekçesiyle, … ve … takip numaralı ödeme emirlerinin iptaline, … ve … takip
numaralı ödeme emirleri yönünden davanın reddine, … takip numaralı ödeme
emrinin iptali istemi hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar
vermiştir.
Davalı
idare, davacının müdürlük sıfatının sona erdiği hususunun tescil ve ilan
edilmediğini, kanuni temsilcilik sıfatı devam eden davacı adına düzenlenen
ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığını ileri sürerek ödeme
emirlerinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını istemiştir.
Danıştay
3. Daire Vergi Dairesi, temyiz konusu Vergi Mahkemesi kararını aşağıdaki
gerekçe ile çoğunluk kararı ile onamıştır: “Mahkemelerince
21.01.2010 tarihinde verilen ara kararı üzerine davalı İdare tarafından dosyaya
sunulan belgelerin incelenmesinden, iptal edilen ödeme emirleri içeriği kamu
alacakları için daha önce şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin 07.07.2003
tarihinde ilanen tebliğ edildiği, 22.11.2008 tarihinde ise her kamu alacağı
için ayrı ayrı olmak üzere 1 kuruş ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. 22.11.2008 tarihinde yapılan 1 kuruş
tutarındaki ödemenin davacı tarafından yapıldığının kabulü iktisadi icaplara
uygun düşmediği gibi hayatın olağan akışına göre normal bir durum da
sayılamayacağından söz konusu ödeme nedeniyle zamanaşımı süresinin
kesildiğinden bahsedilmesine olanak olmayıp, ödeme emirlerinin ilanen
tebliğinin ardından zamanaşımını kesen herhangi bir durumun ortaya çıkmadığı da
dikkate alındığında, tahsil zamanaşımı süresinin dolduğu ve 31.12.2008 tarihine
kadar tebliğ edilmesi gereken vergi ve cezalara ilişkin ödeme emirlerinin,
zamanaşımı süresinin dolmasından sonra, 14.12.2009 tarihinde davacıya tebliğ
edildiği açıktır. Bu durumda,16.04.1999
tarihinde tescil edilen ve 30.04.1999 tarihinde ticaret sicil gazetesinde
yayımlanan şirket ana sözleşmesiyle ilk yirmibeş yıl için şirketi temsil ve
ilzama yetkili kılınan davacının kamu alacağının ilgili olduğu döneme ilişkin vergi
ödevlerinin yerine getirilmesi konusunda yetki ve sorumluluğu devam ettiğinden,
vergi mahkemesinin, davacının kanuni temsilciliğinin sona erdiği yolundaki
yargısında hukuka uygunluk bulunmamakla birlikte, takip edilen kamu alacağının
zamanaşımına uğraması karşısında ödeme emirlerinin iptaline ilişkin hüküm
fıkrasında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.”
İndir