HACİZ BİLDİRİSİNE YAPILAN İTİRAZIN REDDİ KARARI İDARİ DAVAYA KONU EDİLEMEZ
Danıştay 3. Daire
19.09.2011 gün, 2009/3355 E. 2011/4930 k. sayılı kararı ile 6183 S.K. Md. 79
uyarınca düzenlenen haciz bildirisine yapılan itirazın reddine ilişkin işlemin
idari davaya konu edilemeyeceğine hükmetti.
Bu karara göre, vaki
itirazın reddi kararı açık yasal düzenleme karşısında, itiraz edenin hukukunda
değişiklik yaratmaz. İtiraz edenin hukukunda değişiklik yaratan işlemler ancak
idarenin ödeme emri düzenlemesi, haciz kararı alması ve uygulaması gibi cebren
takip işlemleri yapması gibi işlemlerdir.
Danıştay 3. Daire,
aşağıdaki gerekçe ile kabul edilen kararı aynen onamıştır: “6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanunun 79'uncu maddesinin 3'üncü fıkrasında, kendisine haciz
bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahsın; borcu olmadığı veya malın yedinde
bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği
ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere
verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine
tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek
zorunda olduğu, 6'ncı fıkrasında da üçüncü şahsın, haciz bildirisi üzerine yedi
gün içinde alacaklı tahsil dairesine itiraz ettiği takdirde, alacaklı amme
idaresinin bir yıl içinde, yapılan itirazın aksini genel mahkemelerde açacağı
davada ispat ederek, üçüncü şahsın İcra ve İflas Kanununun 338 inci maddesinin
birinci fıkrasına göre cezalandırılmasını ve borçlu bulunduğu tutarın
ödenmesine hükmedilmesini isteyebileceği hükme bağlanmıştır.
Dosyanın
incelenmesinden, ... Yol İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin
vergi borcu nedeniyle davacı adına 6183 sayılı Kanunun 79'uncu maddesi uyarınca
düzenlenen haciz bildirisine yedi gün içinde itiraz edilmesi üzerine, vergi
dairesince davacının haciz bildirisi ile talep edilen borçtan sorumlu olduğu,
haczin devam ettiği ve gereği yerine getirilmediği takdirde cebren takip ve
tahsil hükümlerinin uygulanacağı belirtilerek, itirazın reddine ilişkin işlemin
tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Sözü
edilen düzenlemede öngörüldüğü şekilde vergi dairesince, itirazın aksinin genel
mahkemelerde açılacak dava ile ispat edilmesi gerektiği, bunun dışında idare
tarafından uygulanabilecek bir usul olmadığı dikkate alındığında, dava konusu
işlemin bu aşamada davacının hukuksal durumunu etkilemeyeceği, ancak idarenin
ödeme emri düzenlemesi, haciz kararı alması ve uygulaması gibi cebren takip
işlemleri yapması halinde davacının hukuksal durumunda değişiklik olacağı
açıktır.
Bu durumda ortada idari davaya konu edilebilecek kesin
ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığından, açılan davanın, 2577 sayılı
Yasanın 15'inci maddesinin 1'inci fıkrasının ( b ) bendi uyarınca reddi
gerekirken, işin esası incelenerek karar verilmesinde hukuka uygunluk
görülmemiştir.”
İndir