Aile, çağdaş toplumların temel yapı taşıdır. Anayasamızın 41. Maddesi,
ailenin Türk Toplumunun temeli olduğunu ve eşler arasında eşitliğe dayandığını
ifade eder...
Aynı madde,
devletin, toplumun temel yapı taşı olan ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın (kadının) ve
çocukların korunması için gerekli önlemleri alacağını düzenler. Buna paralel
olarak yine Anayasamızın 62. Maddesi devletin, Türk Ailesinin korunması
sorumluluğunu ülkemiz sınırları ile sınırlamaz, yabancı ülkelerde çalışan (yaşayan
/ bulunan) Türk vatandaşlarının aile birliğinin, çocuklarının eğitiminin,
kültürel ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliklerinin sağlanması, anavatanla (Türkiye
ile) bağlarının korunması ve yurda dönüşlerinde destek olunması için gereken
tedbirleri alacağını düzenler.
Anayasamız, ailede özellikle çocukların korunmasına özel önem verir ve her
çocuğun korunma ve bakımdan yararlanma, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan
ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahip olduğunu ifade eder. Yine, çocukların
her türlü istismar ve şiddetten korunması da Anayasal güvence altındadır.
Anayasamız 20. Maddesinde, Özel hayatın Gizliliği ilkesini aile hayatına
saygı gösterilmesi (aile hayatının gizliliği) bağlamında da ele alır ve kişinin
aile hayatının gizliliğine dokunulamayacağını düzenler.
Anayasamızın getirdiği güvenceler altında, ailenin kurulması, devam
ettirilmesi ve sona erdirilmesi ile ilgili kuralların bütününe Aile Hukuku adı
verilir ve Aile Hukuku, Türkiye’deki toplumsal hukuku düzenleyen Türk Medeni
Kanununun (“TMK”) 118 ile 494. Maddeleri arasındaki ikinci kitabını oluşturur.
Türk Medeni Kanunu 2002 Yılında günün ihtiyaçlarına uygun olarak yeniden
kaleme alındı ve 8 Aralık 2001 tarih ve 24607 Sayılı Resmi Gazetede
yayınlanarak 1 Ocak 2002 tarihinden itibaren 17 Şubat 1926 tarihli 743 Sayılı
Türk Kanunu Medenisi yerine yürürlüğe girdi.
Aile Hukukunu
düzenleyen Türk Medeni Kanununun 1 Ocak 2002 yılında yürürlüğe girmesini
takiben, Aile Hukukundan doğan dava ve işleri görmek üzere 18 Ocak 2003 tarih
ve 24997 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 4787 Sayılı AİLE MAHKEMELERİNİN
KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN ile Aile Mahkemeleri kuruldu
ve bu tarihten itibaren Aile Hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar Aile Mahkemelerinde
görülmeye başlandı. Aile Mahkemesi kurulmayan
yerlerde bu davalara Asliye Hukuk Mahkemeleri bakmaya devam ediyor.
Aile Hukuku;
Evlilik Hukuku (TMK Md. 118 ve 281
arası), Hısımlık Hukuku (TMK Md. 282
ve 395 arası) ve Vesayet Hukukundan
(TMK Md. 396 ve 494 arası) oluşur.
Evlilik Hukuku
kendi içinde Evlenme (TMK Md. 118 ve
160 arası), Boşanma (TMK Md. 161 ve
184 arası), Evliliğin Genel Hükümleri
(TMK Md. 185 ve 201 arası) ve Eşler
Arasındaki Mal Rejimi (TMK Md. 202 ve 281 arası) bölümlerinden oluşur.
Benzer
şekilde, Hısımlık Hukuku da kendi içinde
Soy Bağının Kurulması (TMK Md. 282
ve 363 arası) ve Aile (TMK Md. 364
ve 395 arası) bölümlerinden; Vesayet
Hukuku da Vesayet Düzeni (TMK
Md. 396 ve 437 arası), Vesayetin
Yürütülmesi (TMK Md. 438 ve 469 arası) ve Vesayetin Sona Ermesi (TMK Md. 470 ve 494 arası) bölümlerinden
oluşur.
Türk Medeni
Kanununda Aile kavramı tek şekilde ele alınmaz; sadece eşlerden oluşan birlik
“Evlilik Birliği” olarak tanımlanır (TMK Md. 185, 186, 188-191 ve 195 hükümleri
buna örnektir), eşlerin yanı sıra çocuklardan oluşan birlik için “Aile” tanımı
kullanılır (TMK Md. 335 ve devamı hükümler buna örnektir) ve eşler ile
çocukların yanı sıra bu kişilere kan bağıyla bağlı olan hısımlar, kayın
hısımları ve bu kişilerle bir arada yaşayan hizmetli ve yardımcılar için de
“Aile” tanımı kullanılır (TMK Md. 367-370 arasındaki hükümler buna örnektir).
Türk Aile
Hukuku'na hâkim ilkeler arasında; ailede sadakat ve özen, ailenin sürekliliği,
ailede zayıf bireylerin korunması ve bakımı, aile ilişkilerinde sözleşme
serbestisinin bulunmaması (aile hukukuna ilişkin çok sayıda hükmün kamu
düzeninden bulunması) ve eşler arasındaki eşitlik ilkesi öncelikle
sayılmalıdır.
Aile Hukukunun
önemli kurumlarından olan Nişanlanma,
İddet (Bekleme) Süresi, Resmi ve Dini Nikâh, Çeyiz Eşyaları, Aile Konutu,
Nafaka, Zina, (Eşi veya Evi) Terk, (Eşler arasında) Ayrılık, Evlilik Birliğinin
Temsili, Mal Rejimi Sözleşmesi, Babalık, (Çocuğu) Tanıma, Evlat Edinme, Çocuk
ile Kişisel İlişkinin Kurulması, Velayet, Aile Vakfı, Aile Yurdu, Kayyımlık ve
Yasal Danışmanlık, Özgürlüğün Kısıtlanması (Hacir) gibi kurumlar da Aile
Hukukunun yukarıda belirtilen bölümlerinde düzenlenen konulardır.
Türkiye’de Aile Hukuku alanında Boşanma, Nafaka, Velayet, Vasi Atanması,
Yurtdışında Verilen Aile Hukuku Kararlarının Türkiye’de Tanıma ve Tenfizi, İddet (Bekleme) Süresinin
Kaldırılması, Aile Konutu Şerhi Konması veya Kaldırılması, Nafaka, Zina Nedeniyle Tazminat, Mal Rejiminin
Tasfiyesi, Evlilik Mallarına Katılma, Babalık, (Çocuğu) Tanıma, Evlat Edinme,
Çocuk İle Kişisel İlişkinin Kurulması, Özgürlüğün Kısıtlanması (Hacir)
davaları en sık görülen aile hukuku ihtilafları arasında olup büromuz
bu alanlarda en kaliteli avukatlık hizmetlerini vermeyi hedeflemektedir.